Burçlara inanıyor olsanız da olmasanız da, muhtemelen burcunuzu biliyorsunuzdur. Burcunuzun özelliklerini ya da yıl içinde burcunuzu bekleyen gelişmeleri araştırmadan önce bir kez daha düşünün. Belki de burcunuz değişmiştir. “Nasıl olur?” demeyin, yanıtlar içeirğimizde.
Modern astronomi araçları, birçok insanın gerçek burcunun, bildiğinden birkaç gün farklı olabileceğini, hatta tamamen farklı bir burç olabileceğini gösteriyor.
Yüzyıllar boyunca, dünyanın dört bir yanındaki milyonlarca insan, doğumlarındaki yıldızların kişiliklerini ve kaderlerini şekillendirdiğine inanarak burçlarıyla özdeşleşti. Ancak yeni bilimsel anlayış, bu burçların türediği zodyak takviminin, günümüz yıldızlarının gerçek konumlarıyla binlerce yıl geride olduğunu ortaya koyuyor.
New York Times’ta yayınlanan yeni bir analiz, bu uyumsuzluğun ana nedeninin, “eksensel presesyon” adı verilen, Dünya’nın dönme ekseninin bir topaç gibi yavaşça sallanması durumu olduğunu belirtiyor.
Bu sallanma, tam bir döngüyü tamamlamak için yaklaşık 26.000 yıl sürer ve Dünya’nın yönünü her 72 yılda yaklaşık bir derece değiştirir. Bu kademeli değişiklik nedeniyle, Güneş’in arkasındaki yıldızların arka planı zamanla değişir. Zodyak burçlarıyla ilişkili takımyıldızlar, geleneksel olarak onlara atanan tarihlerle artık uyuşmamaktadır.
Analize göre 12 burç, aslen Dünya’dan bakıldığında güneşin arkasındaki takımyıldızlara dayanmaktadır. Eski astronomlar ve astrologlar bu desenleri zamanı ölçmek ve geleceği tahmin etmek için kullanırlardı. Örneğin 16 Eylül Başak burcundadır çünkü 2000 yıl önce bu tarihlerde bu takımyıldızı Güneş’in hemen arkasında bulunuyordu. Ancak bu yıl, 16 Eylül’de Güneş’in arkasında bulunan gerçek takımyıldızı Başak değil, Aslan burcudur.
Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa’da yaygın olarak kullanılan Batı astrolojisi, takvimini yıldızlara değil mevsimlere dayandıran tropikal zodyak sistemini kullanır. Bu, Koç burcunun, güneşin takımyıldızlara göre konumundan bağımsız olarak her zaman ilkbahar ekinoksunda başladığı anlamına gelir.
Öte yandan, Hint veya Vedik astroloji, yıldız takımlarının gerçek konumlarına göre burçları ayarlayan ve eksensel presesyonu hesaba katan “sidereal zodyak” sistemini benimser. Sonuç olarak, Batı ve Hint zodyak sistemleri, tarihsel olarak ilişkili olsalar da, artık birbirleriyle uyuşmamaktalar.
Karmaşıklığı artıran bir diğer unsur ise, orijinal Babil sisteminin gökyüzünü 12 eşit parçaya bölmesi ve her bir parçayı bir zodyak burcu olarak kabul etmesidir. Ancak, takımyıldızların boyutları büyük farklılıklar gösterir ve güneş, Yengeç gibi diğer takımyıldızlara göre Başak gibi bazı takımyıldızlarda daha fazla zaman geçirir.
Güneşin içinden geçtiği, ancak geleneksel zodyak haritalarında yer almayan, muhtemelen takvimin basitliği için dışarıda bırakılan 13. bir takımyıldız, “yılan taşıyıcı” Ophiuchus bile vardır. Astronomlara göre Ophiuchus, güneşin yolundaki 13. takımyıldızıdır. (Hatta kendi emojisi bile vardır: ⛎.) Ophiuchus, Eski Yunanca’da “yılan taşıyıcı” anlamına gelir ve genellikle bir yılan tutan bir adam olarak tasvir edilir. Gözlerinizi kısarsanız, nedenini anlayabilirsiniz.
Babillilerin neden Ophiuchus’u burçlarından çıkardıklarını tam olarak bilmiyoruz. Başlangıçta bu burç için farklı bir isim kullanıyor olabilirler. Ancak tarihçiler, Babillilerin burç sistemini basitleştirdiklerinde, 12 burcun takvimlerinin 12 ayına uymasını istediklerini düşünüyor. Ophiuchus bu seçime giremedi.
Modern astronomi araçları, birçok insanın gerçek astrolojik burcunun, bildikleri burçlarından birkaç gün farklı olabileceğini veya hatta tamamen farklı bir burç olabileceğini göstermektedir. Özellikle burç sınırında olanlar için bu, ilginç bir bilgi olabilir.
Astroloji kültürel olarak popülerliğini koruyor ve birçok kişi için kişisel olarak anlamlı olsa da, bilim yıldızların hareket ettiğini ve binlerce yıl önce göklerde yazılanların güneşin bugün bulunduğu yerle tam olarak aynı olmadığını doğrulamaktadır. Kozmos dönmeye ve sallanmaya devam ediyor ve yıldızlar arasındaki yerimiz de öyle olabilir.
Kaynak: The NewYork Times, IndiaToday