Her geçen gün daha da zorlaşan yaşam koşulları ve yoğun geçen iş hayatının da etkisiyle geçmişe oranla daha fazla strese maruz kalıyoruz. Kimimiz maruz kaldığımız bu stresin üstesinden gelmeyi başarırken kimimiz de bu strese yenik düşüyoruz. Doğru yönetilmediği taktirde kalp, damar, mide, bağırsak hastalıklarına davetiye çıkaran çağımızın en büyük sorunlarından biri olan stresin etkilerini azaltmak yine bizim elimizde. Peki ama stresin etkilerini nasıl azaltabiliriz? Bunun için ilk kural doğru beslenme. Stresi doğru yönetmek ve ruh sağlığımıza olumlu yönde katkıda bulunmak için stresin etkilerini minimuma indiren besinleri sofralarımızdan eksik etmemek gerekiyor.
Stresin kaynağı ister fiziksel ister duygusal olsun vücudumuz stresle karşı karşıya kaldığında adrenalin salgılayarak reaksiyon veriyor. Stresin yoğun olduğu dönemlerde ise B grubu vitaminleri yönünden zengin besinlerin tüketimine özen göstermek gerekiyor. B vitamini, enerji üretimi ve vücuttaki metabolizma işlemlerinin desteklenmesi açısından önemli. Tahıllar, kuru baklagiller, süt, yoğurt, peynir, yeşil yapraklı sebzeler, balık, karaciğer en iyi B vitamini kaynakları arasında.Triptofan, mutluluk hormonu olarak bilinen serotonin oluşumunu sağlayan bir aminoasit. Kandaki triptofan seviyesi mutsuz ve depresif olup olmadığınızı belirliyor. Vücut triptofandan serotonin üretiyor. Triptofan stresi uzaklaştırıyor, uyku bozukluğunu önlüyor. Ancak bunun için de yağsız protein (yağsız et, süt, peynir çeşitleri, yumurta, kuru baklagiller) tüketilmesi gerekiyor.
Anti-stres mineral: Magnezyum
Magnezyum, “anti-stres” mineral olarak biliniyor. Gevşetici özelliği sayesinde iskelet ve sindirim sistemindeki adalelerin kasıldıktan sonra gevşemelerini sağlıyor. Vücut bu minerali üretmediği için magnezyumun besinler yoluyla alınması gerekiyor. Ispanak gibi yeşil yapraklı sebzeler, muz, avokado, kakao, çikolata, fındık, ceviz, deniz salyangozu, karides, dil balığı ve kabak çekirdeği gibi yiyecekler önemli magnezyum kaynakları arasında yer alıyor.
Stres, magnezyum ihtiyacını artırıyor
Magnezyum eksikliği ile stres arasında doğrudan bir ilişki bulunuyor. Magnezyum eksikliği olan bir kişide stres, kalp ve kan damarları hasarlarına, yüksek tansiyon ve koroner daralmaya sebep oluyor. Diğer yandan yüksek dozda magnezyumun da negatif etkileri var. Aşırı derecede magnezyum solunumun durmasına neden olabiliyor. Stres yaşandığı anda, stres hormonlarının reaksiyonlarından biri de kaslardaki magnezyumu dışarı atarak, magnezyum yerine kaslara kalsiyum yerleştirmek. Kaslara yerleştirilen kalsiyum ise kasların sağlam olmasını sağlıyor. Ancak daha önce atılmış olan magnezyum, stres ortamı geçtikten sonra tekrar geri gelmiyor. Bu durumda magnezyumun dışarıdan alınması gerekiyor. Yetersiz magnezyum seviyesi; stres, sinirsel gerginlik, sinirsel bağırsak hastalıkları, kas zayıflığı, kramplar, yorgunluk, halsizlik, aşırı hassasiyet, zihinsel yorgunluk, hipertansiyon rahatsızlıklarına, kalpte ritim bozukluklarına yol açıyor.