Ojenin kırmızı rengini alarak kadınların kullanımına sunulması bir mahzende iki Musevi erkek kardeşin buluşudur. Ama manikür ve tırnakların süslenmesinin tarihi çok gerilere uzanır. Öyle ki Babil’e, eski Mısır’a ve Çin diyarına kadar gitmek gerekir. Tırnaklara uygulanan zengin renk skalasının ise kırmızı oje ile başlamış olduğunu söylemek yanlış olmaz.
Günümüzde tırnaklar kırmızı oje ile yetinmiyor. Modern çağın kadınları, manikür salonlarındaki birbirinden yaratıcı uzmanlar sayesinde tırnaklarını birer sanat eserine dönüştürebiliyorlar. Böylece tırnakları, görünümlerinin en dikkat çekici aksesuarları haline geliyor. Renkler, parlak taşlar, desenler… Liste ne kadar uzarsa uzasın kırmızı ojenin saltanatı ise hala devam ediyor, özellikle yaz aylarında…
Geçmişte tırnak güzelliği…
Tırnak bakımının geçmişi günümüzden 5000 yıl öncesine, Hindistan’a kadar uzanıyor. Hintli kadınlar o zamanlarda başlamışlar tırnaklarını ve parmak uçlarını kına ile boyamaya. M.Ö. 4000’lerde ise Babil’in güneyinde asil erkekler tırnaklarını kohl ile gölgelendirirlerdi. Aslında bu uygulama sosyal sınıflarını belirtmek amacıyla yapılırdı. Siyah tırnaklar asillere, yeşil tırnaklar da orta sınıfa işaret ederdi.
İlk manikür aletleri ise M.Ö. 3000 yılına ait olan kraliyet mezarlarında bulundu. Bu keşif Mısırlı erkeklerin hem manikür hem de pedikür yaptırdıklarını gösteriyor. Firavunlar zamanında tırnakların rengi de asaletlerinin birer simgesi oldu. Örneğin, Kleopatra ve Nefertiti tırnaklarını koyu kırmızı boyamışlardır. Bu da ellerini gündelik işlerle yıpratmadıklarını göstermektedir. O dönemde alt sınıflardaki kadınların, sadece soluk renklerle tırnaklarını boyamalarına izin verilmekteydi. Tırnakların tarih içindeki yolculuğu dünyanın bir başka coğrafyası olan Çin İmparatorluğu’nda ise bambaşka bir şekilde gelişim gösterir. Çinliler ilk tırnak cilasını yumurta akı, arı balmumu ve bitkisel özleri karıştırarak yapmışlar. Ama daha sonraları asiller M.Ö. 600’lerde tırnaklarını altın ve gümüşle kaplayarak, siyah ve kırmızıya boyayarak asaletlerini vurgulamaya başlamışlar. Görüldüğü gibi tırnak bakımı günümüzden farklı olarak o dönemlerde daha çok sosyal bir anlam içeriyor.
Doğu’da bunlar olup biterken Batılı kadınlar makyaj yapamadığı gibi tırnak süslemelerinden de erdemli görünmek adına uzak kalmış, tırnakları ile ilgilenmeye ancak 20. yüzyıla doğru başlamışlar. Tırnaklar bu yüzyıldan sonra da aksesuarlarla zenginleştirilerek güzelliğin ve bakımlı olmanın dekoratif birer tamamlayıcısı olarak büyük bir gelişim kaydetmiş.
Efsanevi “Fire and Ice”
Bugün tanıdığımız ojenin ilk adımları 1917’lerde atıldı. Reçine bazlı doğal renginde ilk likit tırnak cilası Cutex tarafından üretildi. Ancak pigmentlerle renk verilen opak oje için 1932 yılını beklemek gerekti. Bu yıllarda Charles Revson adında bir girişimci, kadınların tepeden tırnağa güzel ve renkli olmalarını istiyordu. Oysa 1932 yılının güzel ve bakımlı kadınları sıra tırnağa geldiğinde tek renge, daha doğrusu renksiz bir cilaya takılıyorlardı. Revson, kimyacı kardeşiyle evlerinin mahzeninde kolları sıvadı. Bir süre sonra iki Musevi kardeş küçük bir kazanda ilk kırmızı cilayı ürettiler. Küçük bir şişe bulup ona bu parlak kırmızı cilayı doldurdular. Ancak bu ojeyi tırnaklara sürebilmek için fırça da gerekliydi. Şişeye uygun fırçayı bulmakta hayli zorlandılar. Daha sonra küçük şişe kapağına bir fırça da ekleyerek bugünkü ojenin ilk prototipini ürettiler. Charles, içinde her şeyi bulabileceğiniz yörenin, tek dükkanına “kendi üretimi olan oje”yi tanıtmaya gitti. “Kadınlar çiçek gibi olmalıdırlar. Herkes tırnaklarında renksiz cila kullanıyor, ben size gözünüzü hanımların ellerinden çekemeyeceğiniz kırmızı renkli bir tırnak cilası getirdim…” Revson, atak ve heyecanlı konuşmasıyla dükkan sahibinden ilk siparişi hemen aldı: “100 şişe”!
Sipariş tamam peki ya üretim?
Alelacele şişe siparişi yapıldı, küçük çapta üretim de gerçekleştirildi, ilk kırmızı ojeye bir de ad verilerek satışa çıkarıldı: Bachelor’s Carnation…
Revson, adındaki bir harfi de değiştirerek kendi markasını yarattı: Revlon! İlk kırmızıyı Mrs. Miniver Rose adıyla ikincisi izledi. 1940 yılında tırnak cilasıyla aynı renkte ruj imalatı da başlatıldı. Revlon firmasını bütün dünyaya tanıtan renk ise 1952’de lanse edilen ve uzun yıllar kadınların gözdesi olan buzlu kırmızı “Fire and Ice” oldu. Sonra “Love That Pink” ve “Flama Grande” ile pembeler geldi.
Kırmızı ojenin serüveni daha sonra değişen moda renkleriyle çeşitlendi. Tırnaklarla ilgili kozmetik de gelişmelerden nasibini aldı, aynı zamanda tırnakların sağlığı da daha fazla önemsenir oldu.
Günümüzde doğal tırnaklar kadar protez tırnaklar da gözleri kamaştıracak şekilde çeşitlendi. Ama bütün bu zengin çeşitliliğe rağmen kırmızı tırnaklar hala cazibesini korumaya devam ediyor. Daha uzun yıllar boyunca da bu tahtın varisi çıkacak gibi görünmüyor.
Aydan Sümercan-İçerik Fabrikası