“Yiyecek seçimlerimde sağlık ve hijyen ilk kriterim”
Sinema, tiyatro ve dizi projelerinde başarılı çalışmalara imza atan Eylül Demirpehlivan’ın Pınar markasıyla tanışıklığı daha doğmadan başlıyor. Nasıl mı, onu da gelin kendisinden dinleyelim.
Kendinizden söz eder misiniz, çalışma hayatınız neleri kapsar?
İzmir’de doğdum, çocukluğumun bir kısmı İzmir’de geçti. Sonrasında ailemin işi gereği İstanbul’a taşındık. İstanbul Devlet Konservatuarı’nda Müzikal Tiyatro eğitimi ve ardından Galatasaray Üniversitesi’nde Felsefe eğitimimi tamamladım. Konservatuarın ilk yılında İskoçya’da Royal Scottish Academy’de bir workshop’a gitme şansım oldu. İskoçya deneyimi beni daha çok çalışmaya, öğrenmeye, denemeye itti diyebilirim. Önümüzdeki sene oyunculuk yüksek lisansı yapmak istiyorum. Bir oyuncu olarak iş tanımımdan bahsedecek olursam; dönemsel olarak değişiyor. Tiyatrolarda, dizilerde ve sinema filmlerinde oynuyorum. Geçen sezon Pınar Çocuk Tiyatrosu’nda oynamaya başladım. 2014 yılında Star’da yayınlanan “Güzel Köylü” dizisinde, ardından TRT TV filmlerinden “Ekisporter”da ve “Masal” adında bir sinema filminde rol aldım. Bugün mesleki olarak beni oluşturan dinamikleri düşündüğümde ailemden söz etmeden geçemem. Onların da tiyatrocu ve özellikle annemin aynı zamanda eğitimci olması benim bu meslekte daha çok çalışmamda, yılmadan kendimi geliştirmek için çaba göstermemde önemli bir etken.
Gününüzü nasıl geçirirsiniz?
Gün kahvaltı ettikten sonra başlıyor benim için. Tiyatro sezonu açılmadan yoğun bir prova dönemi içinde oluyoruz. Prova öncesi veya sonrasına sporu koymaya çalışıyorum. Gün akışımda bir arkadaş buluşması mutlaka olur. Tek başıma vakit geçirmeyi de seviyorum. Tempolu bir günün içinde kendime kahve ısmarlamayı severim mesela. Kulaklığımı takıp yürüyüş yaparım bazen.
İş dışında nelerle uğraşırsınız?
İşimin yoğunluğuna göre yapabildiğim aktiviteler değişiyor. Örneğin geçen sene sadece tiyatro yaptığım bir dönemdi ve zamanımı daha esnek planlayabiliyordum. Dizide çalıştığım dönemde ise yoğunluk ve yorgunluk seviyesi yükseliyor. Ama ne kadar yoğun olursam olayım, keyif aldığım şeyleri yapmaya çalışıyorum. Son bir yıldır düzenli olarak aletli pilates yapıyorum. Yoğunluktan vakit ayıramadıysam da en azından yürüyüş yapmaya çalışıyorum. Oyunculuk serüveninde sürekli araştırma ve deneme halinde oluyorsunuz. Bu noktada atölye çalışmalarını takip etmeye özen gösteriyorum. Kitap okumak tempolu yaşam içinde nefes alabildiğim bir alışkanlık. Tiyatro sezonunun açılmasıyla olabildiğince oyun izlemeye gayret ediyorum. Film ve tiyatro festivallerinin sıkı takipçisiyim diyebilirim.
Yemek alışkanlıklarınız nasıldır?
İş koşturmam olmasa bile ben koşturan ve kendine uğraş bulmayı seven biriyim. Yediğim şeyleri önemsiyorum. Günümün büyük bir kısmını dışarda geçiren biri olarak güzel ve temiz beslenmek biraz zor olabiliyor. Çantamda her zaman meyve ve atıştırmalıklarım olur. Yiyecek seçimlerimde sağlıklı ve hijyenik olanlara yöneliyorum. Üç ana öğünümü atlamadan yemeye özen gösteriyorum. Ara öğünler de gün içinde kurtarıcı oluyor.
Pınarla olan hikayenizi paylaşır mısınız?
İzmir’de annem ve babam Pınar Çocuk Tiyatrosu’nda çalışırken ben henüz doğmamıştım. Annem bana hamileyken oyunda oynuyormuş ve sancısı tutmuş neredeyse sahnede doğacakmışım. Tiyatro provalarının, uzun Türkiye turnelerinin içine doğdum diyebilirim. Hatta çok küçükken Pınar şirketinin bizim olduğunu zannediyordum. Pınarla büyüyen bir çocuğum. Turnelerde tadım araçları olurdu ve çocuklara o dönem çıkan yeni ürünler tanıtılır ve dağıtılırdı. Yeni çıkan her ürünü deneme şansım vardı. Muzlu puding ve çilekli süt favorilerim arasındaydı. Canım Çekti adında ballı bir yoğurt vardı, çok lezzetliydi. Pınar markasını güvenilir ve lezzetli buluyorum.
Pınar Aç Bitir hızlı tüketilen pratik bir yiyecek. Hayatınıza katkılarını ne sıklıkta tükettiğinizi aktarır mısınız?
Aç Bitir sık tükettiğim bir ürün. Özellikle Pınar Labne ile Aç Bitir Hindi Füme muhteşem bir ikili oluyorlar. Yoğun bir günümdeysem yeşillik de ekleyerek mini bir sandviç hazırlayıp yanıma alıyorum. Pratik bir ürün ve dışarıda kurtarıcı oluyor. Bir de sabah kahvaltılarında omletlerimin içine dilimliyorum.