Röportaj: Nilüfer Eriş / Corvo Art Gallery Kurucu
Nilüfer Eriş: Biraz kariyerinizden bahseder misiniz, biliyorum ki başarılı bir iş hayatınız oldu ve bir noktada sanat her şeyin önüne geçti…
Cengiz Yatağan: Ticari hayatımda ilk önce kendi Yatağan Tekstil şirketimi kurdum, daha sonra IT sektöründe gezinet.net adı altında portal site kurdum. Ardından Akmer İnşaat firmamı kurdum ve inşaat renovasyon, dekorasyon işleri yaptım. Bu esnada otel işletme şirketi kurarak Stories Hotel altında bir marka geliştirdim. Artık bu hayat yolunda ilerlerken arayışlar ve denk gelişler ile birlikte sanatım ile buluştum. Şu an sanat yolculuğuma devam ediyorum. Sanırım artık Allah’dan bir mani gelmez ise bu yolda devam edeceğim.
Nilüfer Eriş: Resim sanatıyla buluşmanız nasıl oldu, içinizdeki yeteneği nasıl keşfettiniz?
Cengiz Yatağan: Resim ve heykel yapıyorum ve bunun başlangıç noktası kızım sayesindedir. Şöyle ki; kızım çok ders çalıştığı zamanlarda, kafası biraz dağılsın istedim. Ve beyninin sağ lobunu çalıştırtmak için bir arkadaşımın atölyesine resim yapmaya götürdüm. Çok sevdi o yüzden bu gidiş gelişleri tekrarladık. Her gittiğimizde 2-3 saat beklediğim için bir gün dedim ki, bana da bir şeyler verin ben de çiziktireyim. Bu şekilde resim yapmaya başladım. İki hafta boş zamanlarımda o atölyede resim yaptım. Sonra kendi atölyemi kurdum ve sanat yolculuğum kızım sayesinde başlamış oldu.
Nilüfer Eriş: Sanatın diğer dallarıyla da ilgili misiniz?
Cengiz Yatağan: Evet her türlü sanat dalını severim. Ben kendim resim heykel yapıyorum arada cajun çalıyorum. Fırsatım olursa yemek yapıyorum. Uyandığım saatten uyuyacağım saate kadar müzik dinliyorum. Fırsat bulduğumda da sanatsal geziler yapıp ruhumu güzelleştiriyorum.
Nilüfer Eriş: Son zamanlarda sanat etkinliklerine artan ilginin nedeni sizce nedir?
Cengiz Yatağan: Bence sanata ilginin artması, büyük şehirde yaşayan insanların robotik bir yaşam biçimine girmesi ve standartlarını yükseltmek üzere deliler gibi çalışması. Kendine ve ruhuna zaman ayıramadıkları için. Ruhlarının eksikliğini bir şekilde spritüel ve ruhani işlere birazcık bile yönelerek o boşluğu doldurmaya çalışmalarından ibaret olduğunu düşünüyorum. O yüzden kişisel gelişim yoga, nefes, sanat mevzuları çok revaçta.
Nilüfer Eriş: Resme başlamak isteyenlere önerileniz neler?
Cengiz Yatağan: Resim yapmaya başlayanlara önerim, kimse yapamam dememeli önce ruhlarını doyurabilmek için resim olur, yazı olur, fotoğraf çekmek olur, yemek yapmak olur, şarkı söylemek olur, dans etmek olur artık aklınıza ne geliyorsa sanatsal bir faaliyete niyet edip başlamalılar. Ben bazen eşimi dostumu kıramadığım için resim yaptırıyorum. Tek söylediğim, mantığını atölyeye girdiğinde geride bırak. Burada önemli olan ruhunu tuvale yansıtmak. Bu terapi niteliğinde bir seans öyle düşünün diyorum. Güzel bir resim yapmak için çaba sarf etme. Bırak içinden geldiği gibi aksın. Böyle yapanların resimleri bittiğinde kendileri bile bazen inanamıyorlar şahane işler çıkıyor. Herkese tavsiyem bu zorlu yaşam şartları içersinde mutlaka sanatın bir dalı ile uğraşmalı ve ruhunu güzelleştirmeli diye düşünüyorum.
Nilüfer Eriş: Ne tür resim yapıyorsunuz var mıdır böyle bir ayırım?
Cengiz Yatağan: Benim yaptığım resimler sanat camiasında “abstrack modern” diye ayrıştırılıyor. Fakat benim tabirim spritüel ve ruhani işler yapıyorum. Yaşam, doğuş, evren, hayat ile alakalı hissiyatlarda ve görselliklerde. Benim için önemli olan resmin hissettirdikleri ifadesi renklerin ahengi. Elimden geldikçe şeffaf ve anlatımı kuvvetli bir şekilde olmaya çalışıyorum. Her resmim bir öncekine göre daha net bir ifade ile karşımıza çıkıyor.
Nilüfer Eriş: Kaç sergi açtınız bugüne kadar?
Cengiz Yatağan: 2012’den bugüne İstanbul, Bodrum, Londra, Paris ve Miami de yaklaşık 15 sergim oldu. Bazıları kişisel sergi, bir kısmı ise karma sergi idi. Bu sene içersinde de 3-4 tane sergim olacak. 2 tanesi yurt dışında.
Nilüfer Eriş: En beğendiğiniz sanatçı?
Cengiz Yatağan: Türk sanatçıların içinde Erol Akyavaş, yabancı sanatçıların içinde Gerard Rihter.