Kadınların her ay düzenli olarak tekrarlanan menstrüel siklusu, menopoz evresine yaklaştıkça sıklıkla değişir. Salgılanan hormon düzeylerinin azalmaya başladığı premenopoz dönemlerinde, vücudun yeni düzene alışması için belirli bir süreye ihtiyacı vardır. Kişinin normal döngüsünden daha erken ya da daha geç adet olma durumuna adet düzensizliği denir.
Yeni bir çalışma, bu değişikliğin zamanlamasının, bir kadının kalp hastalığı riskine dair fikir verebileceğini gösteriyor.
Kardiyovasküler hastalıklarda suçlu, kalbe kan sağlayan damarlar olan koroner arterlerin tıkanması veya daralmasıdır. Kalp krizlerinin başlıca nedeni budur.
Çalışmada, menopoza geçişteki döngü uzunluğundaki değişiklikler incelenerek menopozdan önceki iki yılda, döngü süresi uzayan kadınların damar sağlıklarının daha iyi olduğu gözleniyor. Doğrulanırsa, kalp ile ilgili riskleri hesaplamada, diğer belirtilerle birlikte, döngü uzunluğundaki değişiklikler de kullanılabilir ve sonrasında da risk azaltıcı manevralarla müdahale edilebilir.
Döngü uzunluğu
Değişkenlik gösterse de ortalama regl döngüsü yaklaşık 28 gündür. Sık ve kısa döngüleri olan kadınlar, uzun döngüleri olan kadınlara göre yüksek olan östrojen seviyeleri ile zaman açısından daha avantajlıdır. Hormon seviyelerindeki bu farklılıklar, kardiyovasküler hastalık, osteoporoz, meme kanseri ve diğer tıbbi durum riskleri ile ilişkilidir.
Araştırmacılar, 45-52 yaş arasındaki 428 kadının verilerinde, menopoz geçişi boyunca adet döngüsü ve arteriyel sertlikle kalınlık ölçümlerini inceleyip menopoz sonrası kardiyovasküler riski hesapladılar.
Üç farklı sonuç ortaya çıktı:
-Menopozdan önce kadınların yaklaşık %52’si stabil döngülere sahipti.
-%16’sının siklus uzunluğu arttı.
-%22’sinde, son adetlerinden 5 ve 2 yıl öncesinde, siklus uzunluğunda erken veya geç artış görüldü.
Stabil döngüleri olan kadınlarla karşılaştırıldığında, geç artış grubundakiler daha uygun arter ölçümlerine sahipler ve bu da daha düşük kardiyovasküler hastalık riskine işaret ediyor. Erken artış kohortundaki kadınların arter ölçümleri, grubun en kötü sonuçlarına sahip.
Bu bilgi, kardiyovasküler risk değerlendirmesinde yeni bir araç olabilir. Böylece kardiyovasküler riskin azaltılmasına yönelik bireyselleştirilmiş yaklaşımlara daha da yaklaşılabilir.
Östrojen, faydalı kolesterolü yükseltir, damar gevşetici özelliğe sahip olan nitrik oksitin damarlarda salgılanmasını sağlayarak, tıkanmayı önler. Menopoz döneminde östrojen salgılanması azaldığı için damarları koruyucu nitrik oksitin de salınımı azalır. Östrojenin yararlı etkileri menopoz döneminde ortadan kalktığı için, kadınların bu dönemde kalp damar hastalıklarına yakalanma riski erkeklerle eşitlenir.
Kadınların menopoz döneminde yaşadığı kalp sorunlarında tek faktör östrojen eksikliği değildir. İdeal kiloda olmak, bel çevresinin 88 cm’yi geçmemesi, 0 beden olmamak, düzenli olarak egzersiz yapmak, stresi yönetmek, tansiyonu kontrol altında tutmak, sigara içmemek, sağlıklı beslenmek, alınan alkol miktarını sınırlamak ve diyabet kontrolü yaptırmak da çok önemlidir.
Kaynak:
https://medium.com/beingwell/