Günlük yaşamda kimi zaman birilerinin sözlü saldırılarına maruz kalabiliyoruz ya da belki de farkında olmadan biz birilerine ayrımcı davranışlarda bulunabiliyoruz. İşte bu farkında olmadan yapılan sözlü saldırganlık mikroagresyon olarak tanımlanıyor. Hiç farkında olmasanız da sizin de başınıza gelmiş olabilir!
Farkında olmadan yapılan saldırganlık olarak tanımlanabilecek olan mikroagresyon, aslında günlük yaşamdan karşımıza çıkabilen bir durum. Sinir bozucu bir düşmanlık olarak da düşünebilirsiniz. Daha çok ayrımcı söylemlerle karşımıza çıkan bu durumun belli başlı tipleri var. Mikroagresyon nedir? Ne gibi durumları bu şekilde açıklayabiliriz? İşte cevapları!
Mikroagresyon, ilk olarak 1970’lerde Hardvard’lı psikiyatrist Chester Pierce tarafından kullanılmış olan bir terim. Çevremizdeki bireylere karşı bilinçli veya ağırlıklı olarak bilinçsiz şekilde gösterilen, küçük düşürücü veya zarar verici psikolojik bir istismar çeşidi olarak tanımlanıyor. Ayrımcılıktan ve direkt olarak saldırganlıktan ayrılan en önemli yanı ise mikroagresyon gösteren kişilerin bu davranışları sergilerken karşı tarafa zarar verdiklerinin farkında olmamaları. Bununla birlikte mikroagresyon bazen bilinçli şekilde de olabiliyor. Bu davranış şekli kişilerin gizli ön yargılarıyla ortaya çıkabiliyor.
Araştırmalar, mikro agresyonların birçok kişinin düşündüğünden çok daha tehlikeli olduğunu gösteriyor. Görünüşe göre zararsız ve bazen fark edilmeyen kusurlar, zihinsel, fiziksel ve duygusal sağlığımıza olumsuz şekilde etkide bulunuyor.
Mikroagresyon Tipleri
Bu konuda araştırmalar yapan Derald Wing Sue ve arkadaşları, mikroagresyonu üç tipte ele alıyor: Mikro-saldırı (microassaults), mikro-aşağılama (microinsults) ve mikro-invalidasyon (microinvalidation). İlk tip mikro saldırılar en açık uygulanan mikroagresyonlar olarak karşımıza çıkıyor. Mikro saldırılarda, mikro saldırganlığı yapan kişi kasten bireye hareket ediyor ve davranışlarının zarar verici olabileceğini bilmiyor. Örneğin, siyahi bir kişiye atıfta bulunarak aşağılayıcı bir söz söylemek şeklinde bu durum kendini gösterebiliyor. Irkçı bir söylem gibi algılansa da kişi aslında bu tavrının farkında olmuyor.
Mikro aşağılamalar, mikro-saldırılardan daha ince ve gizli şekilde gerçekleşiyor. Ancak her na kadar örtülü olsa da bu davranışlar da bireylere zarar veriyor. Buna örnek olarak kadınlarla ilgili pozitif ayrımcılık yaklaşımları gösterilebilir.
Mikro-invalidasyon, bireylerin deneyimlerini, yaşama biçimlerini reddeden ve bunlara alaycı bir yaklaşım geliştiren yaklaşımlar olarak tanımlanıyor. Yaygın bir mikroagresyon türü olan mikroinvalidasyonun en temel örneği, geliştirilen ön yargının bir sorun olarak görülmemesi. Örneğin, ırkçı bir yoruma verilen tepkinin “aşırı duyarlı” bir tepki olarak kabul edilmesi…
Ruh sağlığını etkiliyor
Yapılan araştırmalar, mikroagresyonun insanların ruh sağlığını olumsuz yönde etkilediğini işaret ediyor. Bu tarz “küçük” saldırılara maruz kalan insanlar için hayat giderek daha zor ve sinir bozucu bir noktaya gelebiliyor. Hayal kırıklığı, kendinden şüphe etme ve daha pek çok negatif psikolojik etki bu tip davranışların sonucunda bireyde kendini göstermeye başlıyor.
Durdurmak mümkün mü?
Hepimizin gündelik yaşamda sıkça karşılaştığı mikro saldırıları önlemek çok kolay olmasa da etkilerini önlemek mümkün olabilir. Ancak bunun için mikroagresyon tiplerini bilmek, buna karşı psikolojik bağışıklığı güçlü tutmak ve pozitif olmak için çalışmak önemli. Farkındalığın olmaması kişilerin duruma karşı direnç göstermesini zorlaştırdığı gibi, karşı bir agresif tavır geliştirmesine de neden olabiliyor. Buna engel olmak için de karşılaşılan bu tip durumlarda önce durup düşünmek ve bunun sizinle ilgili olmayan bir tavır olduğunu kabullenmek önemli. Son olarak herkesin içinden farkında olmadan bir mikro saldırgan çıkabildiğini unutmamanızda fayda var.
Kaynaklar:
*MICRO AGRESİV OLABİLİR MİSİNİZ / Ozy Presents
* https://www.greelane.com/tr/bilim-teknoloji-matematik/sosyal-bilimler/microaggression-definition-examples-4171853/