Uygulamadan okumak hayatımızı geliştirmez. Bilgi, uygulama olmadan güce dönüşmez. Peki öyleyse okuduklarımızı uygulamaya nasıl geçireceğiz? Bu basit tekniği kullanarak okuduğumuz her şeyi nasıl hatırlayabilmemiz mümkün…
Kitaplar aracılığıyla, yaşamış en büyük düşünürlere, en zeki beyinlere, en başarılı insanlara ulaşabiliriz. Böylelikle sağlık, zenginlik ve bilgeliğe, onlardan öğrendiklerimizle, hızlı bir yoldan erişeceğimizi düşünürüz.
Uygulamadan okumak, sizi ve hayatınızı geliştirmez. Bilgi, uygulama olmadan güce dönüşmez.
Nobel ödüllü fizikçi Richard Feynman öğrendiklerini hatırlama konusunda uzmandı. Öğretmen olarak verdiği dersler öğrencilerince efsanevi kabul ediliyor. Albert Einstein lisansüstü öğrencisi olarak Feynman’ın derslerine katıldı, Bill Gates onun eğitime yaklaştığı pedagojiden ilham aldı ve onu “sahip olamadığı en iyi öğretmen” olarak adlandırdı.
Okuduklarımızı Neden Unuturuz?
İnsanlar duydukları, gördükleri ve okudukları bilgilerin daimi olduğunu düşünür. Eğer fotoğrafik hafızanız yoksa bu mümkün değil. Beyin, kendini aşırı uyarılmadan korumak için öğrendiklerini filtreler ve unutur.
Öğrenmek yerine niceliğe odaklanarak okuyan ve düşünmek için ara vermeyen kişi, okuduklarını hatırlamaz ve uygulamaz. Bu insanları, düşündüklerini ifade etmedeki zorluklarından kolayca fark edebilirsiniz.
Neyse ki, bundan bir çıkış yolu var.
Okuduklarımızı Nasıl Hatırlayabiliriz?
Öğretmek, bilgileri zihninizin sayfalarına yerleştirmenin ve öğrenip öğrenmediğinizi kontrol etmenin en etkili yoludur. Öğretebilmek için önce bilgileri filtrelemek, organize etmek, bunları kendi kelimelerinizle anlatabilmeniz gerekir.
Feynman Tekniği, okuduğumuzu hatırlamamızı sağlayan bir yöntem. Bilim insanları tarafından “Büyük Öğretici” olarak anılan Feynman’ın tekniği garantili öğrenmeyi sağlayan bir algoritmaya sahip.
Feynman Tekniği, temelde dört adımdan oluşuyor:
Konuyu belirleme, içeriği açıklama, bilgideki eksiklikleri giderme ve basitleştirerek anlatma.
1-Hatırlamak istediğiniz kitabı seçin
Kitabı bitirdikten sonra, bir boş sayfaya kitabın adını yazın.
2-İçeriği 12 yaşındaki bir çocuğa açıkladığınızı varsayın
Hatırladıklarınızı kendi cümlelerinizle kağıda dökün. Olabildiğince sadeleştirerek, basit cümlelerle, küçük bir çocuğa anlattığınızı varsayarak, içeriği anlatmaya çalışın. Bunu sesli olarak da yapabilirsiniz. Einstein’ın dediği gibi “Basitçe anlatamıyorsan, tam olarak anlamamışsın demektir.”
3-Boşlukları doldurun
Bilginizdeki boşlukları, eksik kalan yönleri, takıldığınız kısımları, sıkıştığınız yerleri belirleyin ve yeniden kaynağınıza dönerek okuyun. Eksiklerinizi giderin. Basitçe açıklamayı başarana kadar tekrar okuyun. Yeniden boş bir kağıt alarak öğrenmiş olduklarınızı yazın. Bilgi boşluklarınızı doldurmak, hatırlamak ve öğrenmek için en gerekli adımdır. Sorunsuzca ilerleyebiliyorsanız, asıl kağıdınıza dönün.
4-Açıklamanızı basitleştirerek organize edin
Notlarınızı yüksek sesle okuyun ve en basit şekilde düzenleyin. Karmaşık bir jargon kullanmayın. Benzerlikler kurun. Yalnızca okuduklarınızı sade bir dille açıklayabildiğinizde, içeriği gerçekten anladığınızı bileceksiniz.
İşte bu dört adım, yeni kavram ve bilgileri hızlı öğrenmenin, onları derinlemesine anlamanın ve korumanın basit ama son derece etkili bir yöntemidir. Amaç, fikirleri parçalara ayırıp onları yeniden inşa ederek, edinilen bilgileri basitleştirip, sadeleştirerek kaydetmektir. Öğrenmesi zor olan bilgileri işlemek için kullanıldığında, değeri daha iyi anlaşılır. Kendi deneyimlerimizden de gördüğümüz gibi, bilgi uygulanmadığı sürece yararsızdır.
Feynman’ın dediği gibi “Öğrenme, hayat boyu sürecek bir arayıştır.”
Kaynak: