Yazı: Yaprak Özer
Teknolojinin faydaları ve yaratacağı felaket üzerine türlü senaryo dönüp duruyor, her iki kamptan da neredeyse sayısız haber bombardımanı altındayız. Üstelik hangisini dinleseniz o haklı. Kime, hangisine inanalım… Ayrıca teknolojide gelişme öylesine ileri ki, anlamak mümkün değil.
Mevsimlerden bahar olsa da havada endişe, güneşe rağmen umutsuzluk kol geziyor. Madem öyle ikileme düşmeden pozitif haberlere odaklanmalı. Hayatımıza güzellik ya da fayda katacaklardan iki örnek vereceğim. Biri sağlık diğeri gıda;
ANNE KARNINDA OPERASYON
Doğmamış bebek tarihe geçti. Olay ABD, Boston’da yaşandı, 7 aylık bebek anne karnında beyin ameliyatı geçirdi. Beyinde oluşan 14 milimetre genişliğinde kan birikimi, doğumdan sonra beyin hasarı, kalp sorunları ve solunum güçlüğü habercisi ölümcül bir durum olarak tanımlanınca, aile, rahim içi cerrahi tedavi için klinik deneme sürecine kaydolmuş.
Ameliyat Süreci
Fetüsün durumu hamileliğin 30. haftasında rutin bir ultrason taraması sırasında fark edilmiş. Bir damarın beyindeki arterle birleşmesiyle ortaya çıkan sağlık sorunu kalpten gelen yüksek basınçlı oksijen dolu kan taşıyan damarın, düşük basınçlı kanı ince duvarlı toplardamarda tahribat tehlikesi yaratma riski olduğu anlaşılmış. Massachusetts Boston Çocuk Hastanesi uzmanları tedavi edilmezse damarın patlama riski taşıdığını ifade etmiş. Aileye, beynin diğer bölümleri oksijenli kandan yoksun kaldığında beyin hasarına yol açacağı, kanama riski yarattığı… ayrıca kan pompalamak için kalbe uygulanan ekstra baskının kalp yetmezliğine yol açma riski bulunduğu… üstelik başta akciğer, böbrek olmak üzere diğer organların da zarar görebileceği anlatılmış…
Çok zor karar
Zor, hem de çok zor bir karar! Fetüs hamilelik süresince plasenta tarafından korunuyor, göbek kordonu kesildiği anda bu korumadan yoksun kalıyor. Bu durumda bir bebeğin hastalanma riski yüksek. Bugüne kadar fetüs anne karnında cerrahi olmayan yöntemlerle tedavi edilmiş, çok yeni bir metot.
Operasyon
Ameliyat, kalabalık bir ekibin iki saatlik operasyonuyla gerçekleşiyor. Beynin ön kısmına erişmek üzere fetüs rahim içinde fiziki olarak hareket ettirilmekle kalmamış, daha sonra hareket etmemesi ve ağrı hissetmemesi için gereken ön müdahaleler yapılmış. Ultrason görüntüleme tekniği kullanılarak annenin karnında, rahim duvarından ve fetüsün kafatasından geçerek beyindeki sorunlu bölgeye müdahale edilerek arterin damarla birleştiği nokta bloke edilmiş.
Hikayenin sonu; bebek ameliyattan birkaç gün sonra sağlıklı bir şekilde doğmuş. Doğum sonası sorun ve ekstra bir tedaviye ihtiyaç duyulmamış.
Kaynak: MIT Technolgy Review
3D BALIK FİLETO
Hayatın birkaç çok özel yönü var. Birincisi sağlık. Her işin başında geliyor. Bir diğeri doymak, gıdaya ulaşmak… ekilebilir tarım arazileri, denizler bize bugüne kadar sorunsuz denebilecek bir yaşama şansı sundu. Bizim verdiğimiz karşılık aynı derecede olamadı. Kuruttuk, yaktık, kirlettik… Bir de çoğaldık! Nüfus artınca ihtiyaçlar çoğaldı. Unutmadan bir de değiştik – en azından bazılarımız. Yemek yeme sürecini yaşayan diğer canlıların yaşamı pahasına yapmak rahatsızlık veriyor. Bu nedenle alternatif yöntemler deneniyor. Teknoloji sayesinde diyelim!
Laboratuvarda üretim
Reuters, İsrailli bir gıda teknoloji firmasının, laboratuvarda yetiştirilen hayvan hücrelerini kullanarak pişirmeye hazır balık filetosunu 3D olarak bastığını duyurdu.
Üretim sınırlı. Et üretiminde yakalanan başarı balık cinsinde tekrar edilememişti. Süreç sığır etini 3D’de basmaktan daha basit olsa da bazı dezavantajları olduğuna dikkat çekiliyor. Bu konuda çalışma yapan sayısı da düşük. Hücre yetiştiriciliği tek başına geleneksel deniz ürünlerinin maliyetini karşılamıyor. Çok pahalı, bu nedenle balık hücreleri biyo-mürekkepte bitki bazlı bileşenlerle seyreltiliyor. Zaman içinde, fiyatların düşeceği umut ediliyor
Üretici kim?
İsrailli Steakholder Foods, Singapur merkezli Umami Meats’le kurduğu ortaklık sayesinde balık filetosu artık laboratuvardan tabaklarımıza gelebilecek. Ortaklar arasındaki görev dağılımı şöyle; Umami Meats (şimdilik) orfoz balığından hücre alıp kas ve yağa dönüştürüyor. Steakholder Foods bunları 3D yazıcıda basmak için uygun ‘biyo-mürekkep üretiyor, ortaya denizden çıkan balık özelliklerini taklit eden fileto çıkıyor. Gelecek yıl önce Singapur ardından ABD ve Japonya’da satışa sunulacak. Özetle, şimdilik pahalı bir besin, lüks bir tabak.
Tadı nasıl?
Balık kültürü yerel lezzetler üzerinde güçlü bir ülkede yaşayan bizler için bir şey söylemek en azından şimdilik zor. Ancak geleneksel balığın gevrekliğinde olduğu ifade ediliyor. Farkı anlamak çok zor deniyor. Bugüne kadar laboratuvarda yetiştirilen sığır ve tavuk eti üzerinde yazıp çiziliyordu. Şu ana kadar laboratuvarda geliştirilen etin tadına bakanların da sayısı az.