Çoğu insan adet döngüsü hakkında aynı anlayışa sahip:
Ayda bir kez olur, belki ağrı, şişkinlik veya depresif dürtüler yaşanır, bir sonraki ile arada yumurtalama dönemi vardır. Oysa hormonların etkisi adet öncesi veya adet dönemiyle sınırlı değil. Her aşaması, vücudu ne sıklıkta ve ne şekilde hareket ettirmek gerektiğini şekillendirebilen, fizyolojik ve psikolojik etkiye de sahip.
Regl döngüsü iki evreden oluşuyor: Foliküler evre ve luteal evre. Her aşamanın rolü farklı. Beyindeki hipofiz bezi ile yumurtalıklar arasında sürekli bir etkileşim vardır.
Adet dönemleri ve hormonlar hakkındaki bilgilerimize rağmen, hormonlarımızın nasıl dalgalandığını ayarlayamayız. Bu dalgalanma, üreme ya da adet görmeyi etkiler. Fizyolojimizin tamamı bu hormonlar için alıcılara sahiptir. Hormonlar yüksek veya düşük olduğunda fizyolojik sistemi, metabolizmayı veya ruh halini, dolayısıyla da enerjiyi etkileyebilir.
Adet döngüsündeki her farklı aşama için, o aşamaya özgü ruh hallerini, enerji seviyelerini ve fiziksel durumları gözeterek egzersiz yapmak rahatlatıcı olabilir.
Foliküler faz, östrojen yüksek olduğu için en motive ve enerjik zamandır. Bu sürede enerjiden en iyi şekilde yararlanılabilir. Östrojenin yarattığı anabolik ortam, vücudun kas inşa etmesine ve kasları onarmasına yardımcı olur. Yüksek yoğunluklu antrenman ve kardiyo egzersizi yapabileceğiniz zamanlardır.
Luteal faz sırasında daha düşük yoğunluklu, sınırları zorlamadan, gereksiz yorgunluğa neden olmayan egzersizler tercih edilebilir. Bedenimize karşı savaşmadığımızda, antrenman programına bağlı kalmak daha kolay hale gelir. Hormonal değişim ile uyum içinde çalışarak yoga ve pilates gibi onarıcı türde egzersizler, orta tempolu yürüyüşler ve düşük yoğunluklu antrenmanlar yapılabilir.
Reglin başladığı gün ise vücudun ihtiyacı olan dinlenmeyi ona sağlamak, üçüncü ila beşinci gününde ise canlandırıcı hafif yürüyüşlerle egzersiz programına geri dönmek uygun olur.
Bu şekilde egzersiz yapmak, tek kabul edilebilir yolun her zaman yüzde 100 sınırları zorlamak olduğu şeklindeki popüler düşünceden sağlıklı bir yöntemle kurtulmaya da yardımcı olabilir.
Fitness konusunda kendinize çok fazla baskı yapmadan, kendinizi cezalandırmadan bulacağınız bütünsel yaklaşım, ihtiyacınız olan en faydalı seçenektir.
Hormonlar ve spor ilişkisi, bilimsel yönden hâlâ emekleme aşamasında olan bir konu. Araştırmaların çoğu erkekler üzerinde yapılıyor. Değişkenlerde erkek bedeninin baz alınması, kadınların adet döngülerinin hesaba katılmaması araştırmaların kalitesini düşürüyor. Elit sporlarda bile bu önemli faz gözden kaçırılıyor. Birçok insan aşamaları ve arkasındaki terminolojiyi anlamıyor.
Düzenli spor, beden ve zihin için faydalıdır. Adet döneminde sporu bırakmayı gerektirecek bilimsel herhangi bir sebep ise bulunmuyor.
Kaynak: