İklim değişikliğinin etkilerini her geçen gün daha fazla hissediyoruz. Kış aylarında bile yüzünü cömertçe gösteren güneş ya da aniden bastıran ve felaketlere yol açan aşırı yağışlar. Tarım yazarı Ali Ekber Yıldırım, Dünya Gazetesi’ndeki köşesinde ani hava değişimlerinin tarımsal üretimi nasıl tehdit ettiğini ayrıntılarıyla aktarıyor. Merak edenler için kısa bir özeti burada; yazının devamı için ise linke tıklamanız yeterli.
Şehirde yaşayanlar “havalar çok sıcak, bahar havası var” diyerek kendisini dışarıya atıyor. Isınma gideri az oldu diye seviniyor. Kırsalda yaşayanlar ise normallerin üzerinde seyreden sıcak havadan ürküyor. Tohum ekmek, gübre atmak için toprağın nemlenmesini bekliyor. Tohumu ektikten sonra yağış olmasını, kışın kar yağmasını dört gözle bekliyor. Havadaki ani değişiklikler deyim yerindeyse çiftçinin kabusu oldu. Hava şartlarındaki ani değişiklikler, sıcaklık farklarının kısa süre içerisinde büyük değişiklikler göstermesi tarımsal üretim için en büyük tehditlerden birisi oldu. Bu dönemde yaşanan ani hava değişiminden en çok tarla bitkileri ve meyve ağaçları zarar görüyor. Bu yıl buğday, fındık, zeytin, kayısı, ceviz gibi ürünlerde önemli zararlar bekleniyor.
Tarladan tarlaya farklılıklar var
Türkiye’nin tahıl ambarı olarak bilinen Konya Ovası’nda üretici tedirgin. Buğday veriminin olumsuz hava şartlarından etkilenmesi endişesi büyüyor. Sürekli sahada, tarlada ürünlerin gelişimini yakından izleyen Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Soylu, hava değişimindeki ilginç bir noktaya dikkat çekiyor. Telefonla görüştüğümüz Soylu, kurak geçen sonbahar aylarının üretim açısından ciddi risk oluşturduğunu belirterek şu değerlendirmeyi yaptı: ” Uzun süren kuraklıktan sonra Ocak ayı yağışları ile ürünlerde bir toparlanma oldu. Risk büyük ölçüde azaldı. Ancak, Şubat’ta beklenen yağışlar olmadı. Risk tekrar yükseldi. Gübre atılacak dönemde yağış olmadığı gibi havalar sıcak oldu ve üretici zamanında gübre atamadı. Mart ayı yağışları çok önemli ve belirleyici olacak. Marmara Bölgesi başlangıçta sıkıntılıydı. Ancak, son yağışlar orada riski azalttı. İç Anadolu’da Konya’da risk devam ediyor. Daha doğrusu eskiden olduğu gibi bölgesel değerlendirme yapmak da çok zor. Çünkü Konya’nın 31 ilçesinde her ilçedeki durum farklı. Bu ilçelerden 15’i iyi, 7-8 tanesi kötü. İl içersinde bile ciddi dengesizlikler var. Neredeyse tarladan tarlaya fark var. Bir bölgeyi veya ili tümüyle sorunlu veya tümüyle sorunsuz demek mümkün değil. Tarladan tarlaya fark var. Fakat, genel anlamda martta beklenen yağışlar olmazsa risk yüksek.”
Tarım üstü açık fabrika
Bazı bölgelerde yağışlar çok iyi giderken çiftçi umutlandı. Bitki gelişimi çok iyi oldu. Fakat, hızlı gelişen bitki ani soğukla birlikte yanmaya başladı. Tohumdan ekim zamanına, bitkinin gelişiminden gübre kullanımına birçok aşamada havadaki ani değişiklikler bitkinin zarar görmesine neden oluyor. Prof. Dr. Süleyman Soylu’nun da söylediği gibi çok dalgalı bir hava durumu var. Bu nedenle çiftçilerin kısa süreli değil uzun süreli hava durumunu takip etmeleri ve buna göre ekim, gübreleme ve diğer işleri yapmaları gerekiyor. En önemlisi de bu kadar yüksek risk karşısında mutlaka sigorta yapmaları şart.
Tarım yazarı Ali Ekber Yıldırım’ın yazılarına ulaşmak için