Erken kalkan yol alır! Sabah çalan saati ertelemek bizi uykunun ağırlığına daha çok itiyor ve hem yataktan kalkmak zorlaşıyor hem yaratıcı yanımız köreliyor hem de kaygı problemleri baş gösteriyor. Kural ise şu: 20/20/20! Önce güne başlamayı ertelemeyin, sonra da günün ilk saatini üçe bölün üçe…
Pek çok kişi sabahları, çalar saati ertelemeye bayılır. Belki siz de o uykuculardansınız. Artık uyanma vakti geldi! Çalar saati her ertelediğimizde yaratıcı yönümüzü biraz daha köreltiyoruz. Oysa, öğrencilik yıllarından süregelen “5 dakika daha” alışkanlığını geride bırakırsanız çok daha zinde ve mutlu hissedebilirsiniz. Yataktan kalkış anınızı her ertelediğinizde uyku parçalanması yaşıyorsunuz. Bu da vücudunuzun iyileşme yeteneğine zarar veriyor. Daha açıklayıcı olursak; uykuya her dalışınızda vücudunuzda 5 aşamalı bir uyku döngüsü başlıyor. Aşama ne kadar geç olursa, uyku o kadar derin ve o kadar canlandırıcı hale geliyor. 7 saatlik uykudan sonra sabah 7’de uyandığınızda, döngünün sonuna daha yakın oluyorsunuz ve uyanmaya en hazır olduğunuz an da işte saatin ilk çalışı oluyor. Ancak erteleme düğmesine basarsanız, vücudunuz ters yöne gitmeye başlıyor. Kendini daha fazla uyumaya programlıyor ve 9 dakika sonra sizi uyandırmaya gelenlere öfke duymaya başlıyorsunuz. Teknik olarak bu, şu demek oluyor: Daha uzun uyumanıza rağmen daha yorgun hissediyorsunuz.
Sabahına sahip çık, hayatını yükselt
Başkanların ve süper starların liderlik ve kişisel gelişim için başvurdukları en popüler isimlerden biri olan Robin Sharma’nın 20 yıllık sabah rutinini paylaşmak için yazdığı The 5 AM Club kitabında anlattıkları dikkat çekici. Sharma, “Sabahına sahip çık, hayatını yükselt” diyor. Kitap metafor yoluyla öğretiyor: Hayali bir milyarder, hayali bir sanatçıya, genç bir girişimciye ve bir öğrenciye yardım ediyor. İşte hikâyeden çıkarılacak 3 ders:
Günün erken saatlerinde yaratıcılık artıyor
Milyarder, sanatçıya ve girişimciye başarının anahtarını elinde tuttuğunu ve bunu alabilmek için ertesi sabah çok erken saatte buluşmalarını söylüyor. Sabah olduğunda milyarder açıklıyor: “Sabah beyninize, gün boyunca başarılı olması için bir avantaj sağladınız. Bu sınırın arkasındaki bilimsel kavrama “geçici hipofrontalite” denir. Bu durumdayken beyninizin “akışa” girme olasılığı daha yüksektir. Beyniniz endişeye veya aşırı analize daha az yatkın olacağından, seçimlerinizde ve fikirlerinizde daha cüretkâr olacak ve daha iyi odaklanabileceksiniz. Geçici hipofrontaliteyi farklı şekillerde tetikleyebilirsiniz. Örneğin yürüyüşe çıkarak veya egzersiz yaparak… Tabii bunları da yapmak için en uygun zaman dilimi yine sabah saatleridir. Beyniniz “yeniden çalışmaya başlıyor”. Gün doğumu sakinliğinden gelen ekstra dopamin ve serotonin, aynı zamanda kendinizi enerjik ve huzurlu hissetmenizi sağlıyor.”
Zihin-beden ve ruh dengesi
Milyarder, öğrencilere stresi azaltmak, enerji kazanmak ve daha mutlu olmak için küçük bir egzersiz yapmayı öneriyor ve şunları dile getiriyor: “Kalp atışınız” duygusal iyiliğinizdir. Sabahları günlüğe yazmak, başka bir yerde paylaşamayacağınız duyguları ifade etmek için bir alan olabilir. Dengeli, başarılı bir yaşam için öncelikle zihin-beden-ruh sağlığını dengelemelisiniz.
20/20/20 formülü
Öğrenciler sabah tam olarak ne yapılması gerektiğini sorduklarında, milyarder formülünü paylaşıyor: 20/20/20 kuralı; günün ilk saatini egzersiz, düşünme ve öğrenmenin üç eşit bloğuna böler. 20 dakika egzersiz yapmak sadece kanınızın akışını sağlamaz, aynı zamanda sizi terletir. Terleme, stres ve korku ile ilgili bir hormon olan kortizolü azaltır. 20 dakikalık derinlemesine düşünme ayaklarınızı daha sağlam basmanızı sağlar. Son olarak, gerçek bir öğrenme deneyimi için 20 dakika ayırmanız yetiyor. Sosyal medyayı kurcalamaktan öte, bir kitap okuyabilir veya ücretsiz bir online kursa katılabilirsiniz.